“Biz gücümüzü yalnızlığımıza borçluyuz.”
Yer aldığı dergilerden ve seçkilerden tanıdığımız Meral Çiçeklidal, Küçücük Söylüyorum’da sert gerçekliği ve yumuşak dili dengeleyerek güçlü bir ilk öykü kitabına imza atıyor. Okuruna bir kaleydoskobun
merceğinden gösterdiği çocukluk ve büyüme sancısı, yalnızlık çeşitleri, ölümler ve ayrılıklar, küçücük haykırılan acılar nesnelerle cisimleşiyor; kimi zaman bisküvili lokum, kimi zaman kıymalı yumurta,
kimi zaman hacı dürbünü temsil ediyor umutlu bekleyişleri.
Çocuklukta, ilkgençlikte, gençlikte ve yaşlılığa kadar birçok şeyle yoğrulur insan. Ben zamansız ölülerle yoğruldum. Tepeden tırnağa kimsesiz ölümler yükleniyor omzuma. Ben, işi olmayan, hızını sapıtan, durmadan akan, koşan, yorulan, can çekişen saniye çubuğuyum.