Ahmet Uluçay çocukluğundan beri yaşadığı köyde sinemayı keşfetmeye çalışıyor,arkadaşları İsmail Mutlu ve Şerif Akarsu ile birlikte film çekme hayali kuruyordu.

Hatta bir film gözterim aleti yaptılar ve adına Gımıldak koydular.Ama Ahmet Uluçay bununla yetinmiyor,yönetmen olmak istiyordu.Köy yeinde kamyon şoförlüğü, yumurtacılık,kaldırımcılık,hamallık yapan bir gencin sinemaya bu kadar kafayı takması,varını yoğunu film yapma macerasına harcaması köylüleri şaşkınlığa uğratacak kadar ilginçti.

Ama Ahmet Uluçay inat etti ve sonunda başardı.Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak filmi ile dünya çapında ödüller kazanan,şöhreti yurtdışına taşınan bir yönetmen oldu.Öyle ilginç bir başarıya imza attı ki,bütün sinema dünyası onun ``Deli-Dahi`` tavrına hayran kaldılar.

Dünya çapında bir yönetmen olmasına rağmen ,bunu şöhret olmak ve para kazanmak için değil ,asıl köylüleri takdir etsin,babası başardığını görsün diye istemişti.Çok sevdiği köyünden vazgeçmedi ve köyünden Türk sinemasını etkisi altına aldı.Yakup Çelebi`nin bu eserinde Ahmet Uluçay`ı her yönüyle tanıyacaksınız...