Bir sabah uyandığınızda kendinizi evinize hapsedilmiş, dışarı çıkma özgürlüğünüz sona ermiş ve dahası tehlikeli bir hastalık tehdidiyle karşı karşıya bulsanız ne yapardınız?
2019 yılının Aralık ayında başlayan ve 2020’nin Mart ayında Türkiye’ye de sıçrayan korona salgınının getirdiği mecburi karantina, yukarıdaki tasvirde olduğu gibi neredeyse distopik bir manzarayı ortaya çıkardı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı; olmadı da. Yeni durum, milyonlarca insan için yeni hayat ritüellerinin başlangıcı oldu.
Bürokraside ve STK’larda bereketli bir ömür geçiren yazar Fikret Toksöz, karantina günlerini tek tek, saat saat günlüğüne not etti. Elinizde tuttuğunuz kitap, o günlüğün seyreltilmiş bir özetinden oluşuyor ve 2020’den geçmişin Türkiye’sine dair hatırlayışlarla yazarın gözünden bir memleket hikâyesi sunuyor.
Tatlı, akıcı ve okurunu bol anekdotlu sayfaların arasında sarmalayan bir dille. Korona Günlüğü, içinde mutlaka kendi korona günlerinizden izler bulabileceğiniz bir hatırat.