Edebiyatçı, ressam ve kukla yapımcısı olan Janset Berkok Shami, bu çokyönlü sanatçılığını Ingiltere, Amerika ve Kanada’da çeşitli edebiyat dergilerinde yayımlanan öykülerine de yansıtıyor. Canlı ayrıntılarıyla bir tablo gibi işlediği etkileyici olayları yalın bir anlatımla ve ustalıkla dile getiriyor. "Oğlumun yüzünde bir tuhaflık vardı. Ölü bir kimsenin yüzü nasıl bu kadar canlı görünebilirdi? Dört kuvvetli adamın tabutu elimden kurtarıp almalarından sonra havaalanından dönerken, hep ölü bir kimsenin yüzü nasıl böyle pembe pembe olabiliyor diye düşündüm durdum. Acaba Amerika’da insanlar böyle mi ölüyorlardı? Ama sonra hakikati öğrendim. Sally, Fevvaz’a Nasır’ın yüzüne makyaj yaptırdıklarını söylemiş. Düşün, Üm-Remzi. Düşün bir kere: Sence bu adamlar zavallı çocuğu son uykusunda rahatsız ederek neye ulaşacaklarını sandılar? Canlıyken olduğu gibi mi göstermek istediler onu? Ne sersemce bir iş. Yaşarken nasıl olduğunu nereden bilebilirlerdi ki? Oğlumun yüzünü boya fıçısına çevirmenin ne manası vardı? Onun nasıl olduğunu bana hatırlatmak mı istediler? Oğlumu unuttuğumu mu sandılar yoksa? Oğlumu hayatım boyunca unutabileceğimi mi sandılar?"