20. yüzyıl İran edebiyatının başyapıtı olmasına rağmen savaş öncesi İran’ın sansüründen kaçmak için ilk olarak Hindistan’da yayımlanan Kör Baykuş, uzun zamanlar içindeki şeytanlarla savaşmak zorunda kalan ve genç yaşta hayatını kaybeden eşsiz bir yazarın eseridir. Unutulmaz bir kayıbın, ruhsal bir çürümenin kitabıdır. Sadık Hidayet’in dünyaya attığı umutsuz bir bakıştır.
Kör Baykuş, kadın imajına takıntılı olan, gizemli sevgilisini kaybettikten sonra kendisini zaman ve mekânın dışında, yabancı/ayrıksı bir gerçekliğe gömülmüş bulan bir “afyon” içicisinin halüsinasyonlu evrenini anlatır. Günbegün çılgınlığa, tekinsiz bir deliliğe doğru sürüklenen genç adam bir yandan bu deliliği yazıya dökerek kovuşturmaya çalışırken, bir yandan da ona sinsice yaklaşan ölümle barışmaya çalışır. Ürkütücü ve kâbus gibi sahneler okurda rahatsız edici bir büyülenme yaratır.