Hayatta öyle dertler vardır ki, yalnızlık halinde ruhu cüzzam gibi sarar ve kemiriverirler. Bunlar öyle başkasına anlatılacak türden dertler değil. Çünkü genellikle herkes bu inanılmaz dertleri ender ve acayip olgular olarak görür. Eğer biri çıkıp da bu dertleri söyler veya yazarsa, insanlar, kendi mevcut inançları ekseninde bu söylenenleri yahut yazılanları kuşkucu ve aşağılayıcı bir gülümsemeyle telakki etmeye çalışırlar. Çünkü insan henüz bu dertlere bir çözüm, bir çare bulmuş
değildir. Şimdilik onun yegâne çaresi, şarabın verdiği sarhoşluk, afyon ve çeşitli uyuşturucu maddelerinin sağladığı suni uykudur.