Zaman, bize öğretildiği gibi ne saniyeler, ne dakikalar, ne saatler, ne günler, ne haftalar, ne aylar ne de yıllardı…
Zaman, onun için içerisinde dolaşılan büyük bir acundu…
O, acuna adalet için getirilen bir milletin geçmişi ve geleceğiydi…
O, dün de vardı, bugün de var ve yarın da olacak…
O’nun görevi; ne zaman nerede olması ya da olmaması gerekeni yerine getirmekti…
Sevinse de, üzülse de…
O’na bazı zamanlar Hızır, bazı zamanlar Azrail, bazen de Aksakallı dediler…
O’nun ise her zaman bir adı vardı…
O’nun adı…