Bu çalışma, *aşiret* kavramının Ortadoğu’daki etno-dinsel toplulukları tanımlamakta yetersiz olduğunu öne sürmekte ve kavramı bileşenlerine ayırarak ele almaktadır. Kitapta *aşiret* olarak tanımlanan halk toplulukları *etnos*, toplulukların içinden ortaya çıkan yönetsel mekanizma *aşiret* olarak tanımlanmakta. *Asabiyye*nin kaynağının ise topluluğun kandaşlığı değil, aslında sınıfsal-siyasal bir yapılaşmanın nüvesi olan *aşiret* mekanizması olduğu öne sürülmektedir. *Aşiret*in yerel, ancak merkez/devlet eliyle siyasal muhatap olarak kabul edildiğinde var olabilen, meşrulaştırılarak varlığını sürdürebilen yönetsel bir mekanizma olduğunu öne süren bu kitap, Kızılbaş/Alevi Kürt topluluklarını da bu perspektifle ele almakta; Kızılbaş/Alevi Kürt aşiretlerin şekillendiği tarihi Çemişgezek coğrafyasını tarihsel-sosyal özgün bir habitus olarak kabul edip böylesi bir habitusun zorunlu kıldığı klan, kabile, cemaat gibi formasyonların hem inanç hem de kimlik inşasındaki etkisini merkezle ilişki bağlamında tartışmaya çalışmaktadır. Kitapta, Çemişgezek ve Dersim coğrafyasından taşan toplulukların Koçgiri’ye dağılmaları, Osmanlı’nın merkezileşme politikalarına paralel olarak merkezle ilişkilenmeleri ve *aşiret* mekanizmasının oluşumu enine boyuna tartışılmaktadır. Bu mekanizmanın yarattığı Kürtlük *asabiyye*si, buna bağlı olarak Koçgiri *hadisesi* ve bunun Cumhuriyet sonrasına etkisi, kentleşme ve göç sürecinde *aşiret*in dağılması, kentte dönüşüm ve yeniden şekillenmesi ise arşiv belgeleri, somut nüfus verileri ve saha görüşmeleri temelinde ortaya konmaktadır. Kavramsal ve yöntemsel yaklaşımıyla özgün bir örnek olduğunu düşündüğümüz bu çalışmanın aşiret incelemelerine de bir katkı olmasını ümit ediyoruz...