Bu sayfalarda, modern bilimi dünyanın değerli, yarı değerli ve sıradan taşlarına ilişkin eski ve gizemci felsefeyle harmanlamak için samimi bir girişimde bulunulmaktadır. Kadim yazarların saçma görünen anlatılarının birçoğunun kurnazca gizlenmiş gerçekler olduğu ve bunların çözülmesinin burada belirtilen bağlamda ilgi ve kazançla izlenebileceği gösterilecektir. 

Eski üstatlar, Göksel olarak cisimlerin uyguladığı etkilerin çeşitli dünyevi maddelerle uyumlu ilişkilere girdiğini savunuyorlardı. 

Bu nedenle, tılsım büyüsü olarak bilinen geniş bölümün bir parçasını oluşturan saygıdeğer şans getiren taşlar, gezegenlere has mücevherler ve “güç taşları” felsefesine sahibiz. Atoma atom, taşa taş, bitkiye bitki, hayvana hayvan, insana insan gibi, doğaya egemen olan yakınlık ve karşıtlık felsefesidir. 

Bu gözlem, ayrıntıların eksiksiz olması açısından, bazı durumlarda, modern bilimin en dikkatli senteziyle fazlasıyla olumlu bir şekilde karşılaştırılabilecek, düzenli bir bilimsel düzenlemeye tabi tutulmuştur.