Tükendi
Stok AlarmıYirmibirinci yüzyılın ilk çeyreği olumlu-olumsuz büyük gelişme ve değişimlere sahne olmakta. Yerel, bölgesel, ülke ve kıt’a çapında, hattâ dünya çapında büyük felâketler yaşanmakta: Küresel ısınma, orman yangınları, çevre kirliliği, göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, ırkçılık, din ve mezhep çatışmaları, Covid-19 gibi pandemiler, kuraklık, kıtlık, hızlı nüfus artışı bu felâketlerin birkaçıdır. Dünyamız insanoğluna dar gelmeye başladı. Diğer taraftan dünyamız bazı olumlu gelişme ve değişimlere de tanıklık etmektedir: İnsan hakları, hayvan hakları, iletişim, telekomünikasyon, kitle iletişimi, bilişim ve uzaya yolculuk alanlarındaki gelişmeler, yeni icatlar bunlara örnektir. Medya alanında dijitalleşmeye geçilmiş, maliyetler azalmıştır. Dünyanın çok hareketli, dinamik ve devingen bir süreç yaşaması, insanların etrafta olup bitenlerden haberdar olma istek ve heveslerini artırmış, kitle iletişim teknolojisindeki gelişmeler bu süreci hızlandırmış ve kolaylaştırmıştır. Günlük hayatında herhangi bir kitle iletişim aracını kullanmayan kişi sayısı çok azalmıştır.
Gazete ve dergilerin formatları ve içerikleri değişmiş, bunlar internet ortamında da yayınlanmaya başlamıştır. Radyo ve televizyonda da program tür ve formatları ile içeriklerinde değişmeler olmuş, ifade hürriyeti ve yayın hürriyetinin bir gereği olarak ortaya çıkan program düzenleme serbestliği sayesinde içerik ve sunum itibarıyla yeni yeni program türleri oluşturulup yayınlanmaktadır. Medya alanında ortaya çıkan ‘tematik yayın’, ‘ticarî iletişim’, ‘isteğe bağlı yayın hizmeti’, ‘medya hizmet sağlayıcı’, ‘koruyucu sembol’, ‘logo/çağrı işareti’, ‘multipleks işletmecisi’, ‘platform işletmecisi’, ‘program destekleme’, ‘ürün yerleştirme’, ‘yeniden iletim’, ‘sayısal yayıncılık’, ‘editoryal sorumluluk’ ‘editoryal bağımsızlık’, ‘özdenetim’, ‘ortak denetim’, ‘sosyal ağ sağlayıcı’, gibi kavramlar mevzuata girmiştir. Sinema filmleri alanında da gelişme ve değişmeler yaşanmaktadır. Film denetleme kriterlerinin sayısı azaltılmış, denetleyici birimlerin yapısında değişiklikler yapılmış, koruyucu işaretler uygulamaya sokulmuştur. İnternet ise, diğer kullanım yol ve amaçları dışında, basın-yayın alanında da yaygın olarak kullanılan bir kitle iletişim aracı haline gelmiştir. Yöndeşmenin sonucu olarak, gazete ve dergilerin internet sayfaları olduğu gibi, internet ortamından radyo ve televizyon yayınları yapılmaya başlamıştır.
Kitle iletişim teknolojisinde en son icat ise ‘sosyal medya’ olmuştur ve bu mecra dünyayı iyice küçültmüştür. İfade hürriyeti ile haber alma ve verme hürriyetinin serbestçe ve yaygın olarak kullanıldığı ortam olan sosyal medya; aynı zamanda yalan ve sansasyon yaratıcı bilgi ve haber yaymanın, kişilik haklarına (şeref ve haysiyet, özel hayat hakkı, ad, unvan ve lâkap üzerindeki haklar, vb) saldırının, hakaret, sövme ve iftira gibi suçların işlenmesinin ortamı durumuna da gelmiştir. Bu da toplumda huzursuzluklara yol açmakta, bireyler arasında sanal ortamda ve hatta dışarıda fiziksel olarak sürtüşmelere yol açmaktadır. Bu nedenle, sosyal medyanın da hukuken bir düzene sokulması gerekmektedir. Bütün bu iletişim mecralarında, teknolojiden de yararlanılarak çeşitli tür ve formatlarda reklamlar yayımlanmaktadır.
Medyanın sermaye gerektiren bir faaliyet alanı, kazanç getiren bir işletme olması, beraberinde yoğunlaşma ve tekelleşmeye yol açmaktadır. Bu da, halkın farklı kaynaklardan haber ve bilgi alma hakkını kullanmasına ve farklı görüşlere ulaşmasına engel bir durum yaratmaktadır. Bütün bu hususlar medya alanının yeni gelişme ve değişimlere göre hukuken yeniden düzenlenmesini ve denetime tâbi tutulmasını gerekli kılmaktadır. Ancak burada, denetimin kimler ve hangi merciler tarafından, nasıl, hangi ölçütlere göre, ne zaman ve nerede yapılacağı sorunsalları ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada denetim olgusu her bir kitle iletişim aracı bakımından ele alınmaktadır.
Eserin birinci bölümünde, diğer bölümlere hazırlık olması amacıyla, Kitle İletişim Hukukuna dair temel kavramlar ile genel olarak ‘denetim’ kavramı üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda, bu bölümün birinci kısımında; iletişim, kitle iletişimi, yazılı basın, medya hizmet sağlayıcısı, radyo ve televizyon, sinema filmi, internet, yeni medya ve sosyal medya, ticarî iletişim, düzeltme ve cevap hakkı, editoryal sorumluluk ve editoryal bağımsızlık, medya etiği, medya okur-yazarlığı, iletişim fakültesi, ifade hürriyeti ile kitle iletişim hürriyeti, sansür, baskı, oto-sansür ve otokontrol, medyada tekelleşme ve yoğunlaşma, yöndeşme, bası-yayında cezaî ve hukukî sorumluluk, kitle iletişim araçlarının kısa tarihçesi üzerinde durulmuş; ikinci kısımında ise, genel olarak ‘denetim’ kavramı, denetim tür, yöntem ve metotları, kitle iletişim araçlarının denetiminin kısa tarihçesi üzerinde durulmuştur.
İkinci bölümde, yazılı basın ve temel kavramları, yazılı basında denetim ele alınmıştır. Bu bağlamda, Anayasa ve Basın Kanunu ile sair mevzuat kapsamında basılmış eser ve yayın kavramları, süreli yayın ve süresiz yayın, yayın şekilleri (türleri), sorumlu müdür, sansür, yazılı basında hangi tür denetimlerin uygulandığı, eser basılmadan önce ve basım aşamasında denetimin olmaması, yayından sonraki denetimler üzerinde durulmuş ve örnek olaylar verilmiştir. Denetim tür, metot ve yöntemlerinden hangilerinin yazılı basında geçerli olduğu üzerinde de durulmuştur.
Üçüncü bölümde, radyo ve televizyon yayınlarının denetimi ele alınmıştır. Bu bağlamda, birer kitle iletişim aracı olarak radyo ve televizyonun özellikleri, işlevleri, toplum için önemi, tarihçeleri, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), radyo ve televizyon yayınlarının denetiminin ne zaman ve nasıl yapılacağı, medya hizmet sağlayıcıların yayınlarının RTÜK tarafından denetimi, RTÜK’nun TRT Kurumu’nun yayınlarını denetleme yetkisi, 6112 ve 2954 sayılı Kanunlar çerçevesinde ele alınmış ve örnek olaylar verilmiştir. Diğer denetim tür, metot ve yöntemlerinin radyo ve televizyon yayıncılığında geçerli olup olmadığı üzerinde de durulmuştur.
Dördüncü bölümde, sinema filmlerinin denetimi konusu ele alınmıştır. Bu bağlamda, sinema filminin tanımı, sinema filmlerin nitelik ve özellikleri, toplum ve insanlar üzerindeki etkileri, dünyada ve Türkiye’de sinema filmlerin denetlenmesinin tarihçesi, 5224 sayılı Kanuna göre denetlemenin hangi kriterlere göre ve ne zaman, hangi birimler tarafından yapılacağı üzerinde durulmuştur. Denetim tür, metot ve yöntemlerinden hangilerinin sinema filmlerinin denetiminde geçerli olduğuna ve sinemada denetimin sansüre yol açıp açmayacağına da ayrıca değinilmiştir.
Beşinci bölümde, internet ve sosyal medya ve bu iki kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların denetimi ele alınmıştır. Bu bağlamda, internetin tanımı, özellikleri, işlevleri, ifade hürriyetinin kullanılması bakımından rolü, insanlar ve toplum bakımından önemi, internet gazeteciliği, internet ortamından yapılan radyo ve televizyon yayınlarının denetimi, 5651 ve 6112 sayılı Kanunlar çerçevesinde ele alınmıştır. Denetim tür, metot ve yöntemlerinden hangilerinin internet ortamında yapılan yayınların denetiminde kullanılabileceği üzerinde de durulmuş, konu örnek olaylarla pekiştirilmiştir.
Altıncı bölümde, kitle iletişim araçlarıyla yapılan yayınların denetiminin Devlet tarafından yapılmasına alternatif bir denetim türü olarak özdenetimin tanımı, amacı, yararları, Dünyada ve Türkiye’de özdenetimin tarihçesi, Basın Şeref Divanı ve Basın Ahlâk Yasası, Basın Konseyi ve Basın Meslek İlkeleri üzerinde durulmuştur.
Son bölümde ise, yeni ortaya çıkan bir denetim türü ve yolu olarak ‘ortak denetim’ hakkında bilgi verilerek, görsel-işitsel medyada nasıl uygulandığı işlenmiştir. Bu bağlamda, ortak denetimin uluslararası belgelerde ve 6112 sayılı Kanun’da düzenlenişi ile Türkiye’de ortak denetim uygulamaları (ALO RTÜK 178; koruyucu semboller, izleyici temsilciliği, görsel işitsel yayın etik ilkeleri, spor programları rehber ilkeleri vb.) üzerinde durulmuştur.
Her bölümde münhasıran ele alınan kitle iletişim aracının, diğer kitle iletişim araçlarıyla ortak yönlerinin olması ve bunun ‘denetim’ boyutuna da yansıması dolayısıyla, bölümler arasında benzer hususların ve hatta aynı konuların bulunması tabiîdir. Ancak aynı konular farklı yazarlar tarafından farklı bakış açılarıyla da ele alınmıştır. Konuların işlenişinde yer yer görülecek benzerlikler, mükerrer başlıklar konuların daha iyi anlaşılmasını ve pekiştirilmesini sağlayacaktır. Bu eser, kitle iletişiminde denetim bakımından kapsamlı olarak yapılmış ilk çalışmalardan biridir. Müellifler, kitle iletişimi alanında yıllardır akademik çalışma yapan ve ders veren öğretim üyeleridir. Yazarların gelişmelere göre dikkate alacağı hususlar ile okuyuculardan gelen eleştiriler ikinci baskıda göz önünde bulundurulacaktır. Eserde, her bölüm yazarı kendi bölümünden sorumludur.