Varlık âleminde olan her şey Allah tarafından yaratılmıştır. Her şeyi dilemesi ve kudretiyle yarattı. O’nun istediği olur, istemediği de olmaz. Veren de O’dur, vermeyen de. Alçaltan da O’dur, yükselten de. Üstün kılan da O’dur, alçaltan da. Zengin eden de O’dur, fakir eden de. Kimini saptırır, kimini de doğru yola iletir. Kimini mutlu eder, kimini bedbaht. Mülkü dilediğine verir, dilediğinden de çekip alır. Dilediği kimsenin göğsünü İslâm’a açar, dilediği kimselerin de göğsünü göğe yükseliyormuş gibi sıkıştırır. O, kalpleri çekip çevirendir. Bütün kulların kalpleri Rahmân’ın iki parmağının arasındadır. Bunlardan dilediğini dosdoğru tutar, dilediğini de kaydırır. Mü’minlere imânı sevdiren, onu kalplerine süslü gösteren, onların küfürden, fasıklıktan ve günahtan tiksinmelerini sağlayan O’dur. İşte bunlar doğru yol üzere olanlardır.
Yarattığı her şeyde O’nun üstün hikmeti gizlidir. Yarattığı her şey, engin nimetinin göstergesidir. Her varlık O’nun genel ve özel rahmetinin eseridir. O, yaptığından dolayı sorguya çekilmez, ama kullar yaptıklarından dolayı sorguya çekilirler. Bunun nedeni, sadece kudretinin ve karşı konulmaz gücünün sınırsızlığı değildir, aynı zamanda ilminin, kudretinin, rahmetinin ve hikmetinin eksiksizliğidir de. Şu halde yüce Allah hükmedenlerin en iyisi, merhametlilerin en merhametlisidir. O, bir annenin yavrusuna duyduğu merhametten çok daha fazla kullarına merhamet besler. Her şeyin yaratılışını da güzel yapmıştır.