İslâm felsefe geleneğinde kurucu bir role sahip olan Fârâbî (ö. 339/950), felsefenin neredeyse bütün alanlarında özgün ve yaratıcı ürünler ortaya koymuş eşsiz filozoflardan biridir. Sayısı 100’ü aşan eserlerinin büyük bölümü mantığa dair olup İslâm dünyasında asıl mantık çalışmaları onunla başlamıştır. En büyük başarısı mantık sahasında kendini gösterdiği için Aristoteles’ten sonra "İkinci Muallim" (Mu’allim-i Sânl) unvanı ile anılmıştır. Felsefî inşa sürecinde doğru ve kesin bilgi veren ve felsefenin ideal yöntemini oluşturan burhânî kıyasa aslî bir işlev yükleyen Fârâbî, kurulmasını düşlediği erdemli toplum düzeninin temeline de burhânî düşünmeyi yerleştirmektedir. Fârâbî’nin, sadece epistemolojisinin değil, aynı zamanda metafiziğe dayalı ahlâk ve siyâset felsefesinin de esasını oluşturan burhan teorisini ele aldığı Kitâbü’l-Burhân (İkinci Analitikler) adlı bu eseri, onun mantığının ve hatta denilebilir ki, tüm felsefesinin ve felsefî projesinin de kalkış noktasını oluşturmaktadır.