Tükendi
Stok AlarmıPencerenin yanına ürkek ve kararsız adımlarla sokuluyorsun. Bu eski apartman boşluğuna camdan doluşarak sana uzanan iri incir yapraklarını güçlükle aralıyorsun. Avludan yükselen sigara dumanı, buram buram incir kokusu minik burnunu gıdıklıyor. Neredeyse hapşıracaksın. Hayır! Sakın ha, şimdi sırası değil! Sesler geliyor; bir kuş cıvıltısı, birkaç cırcır böceği, caddeden yükselen iş makinesinin gümbürtüsü, ağaçta kur yapan bir kedi mırıltısı... Babanın sesi bunca gürültüden sıyrılıp yanağını okşuyor. İncirin sert yaprakları yüzünü dalıyor. Mor bir inciri koparıp ikiye bölüyor, iki yarıyı birbirine bastırıp incir çekirdeklerini ballandırarak dudaklarına götürüyorsun. Baban öğretmişti incir ballandırmayı sana! Hatırlıyorsun.