Bu romanda;

-Kin, nefret, kıskançlık ve düşmanlığın acı sonu
-İki annenin evlatları ile imtihanı
-Yatağa bağımlı hâle gelen genç bir adamın dramını okuyacaksınız.

Üstü başı dağınık bir hâlde yatağından yere indi, tek eli ile alaca karanlık odada başörtüsünü aradı buldu, bağladı başına. Hasan’a
âşıktı, onu seviyordu fakat neden huzurlu değildi, kalbindeki bu sıkıntıda neyin nesiydi, ona bir mana veremiyordu. Neden hep ikilem içinde gidip geliyordu? İnsanlar neden âşık olduğu adamla yaşamasına izin vermiyordu? Yaşının gençliği, hayat tecrübesizliği, dünyaya bakış açısı bütün bu sorular Meryem’i yarı yolda bırakıyordu. En çok da Cemile’ye kızıyordu.

Cemile’nin kendisine niçin düşmanlık beslediğine bir anlam veremiyordu. Ne olurdu diye düşündü; ikimiz de o evde mutlu ve mesut yaşayıp gitseydik, benim sana ne zararım vardı sanki. Ben seni abla bildim, anne bildim, arkadaşım bildim. Ne zararım oldu sana, niçin beni bu hâllere düşürdün?