Kırk birinci mevsimi ömrümün. Acılarıma da sevinçlerim kadar, yanlışlarıma da doğrularım kadar şükretmesini öğrenecek kadar büyüdüm. İntikam hiçbir zaman düşmedi benim payıma, hiç kirletmedim yüreğimi o kara duyguyla… Biliyorum bir mukaddes yazgı herkesi sınar yaşattığıyla. Varsa ödemem gereken bedel, mutlak ödetmiştir düşeni payıma…
Bir huzur iklimindeyim. Ömrümün kırk birinci mevsimindeyim… İçimde sevdiğim yüzler gülümsüyor bana…
Kendimle bir hasbıhal bu…
Kırk birim… Kırk bir yıllık yüreğim… Ömrümün öyle bir mevsimindeyim… Koşar adım geldiğim yerde ağır ağır huzura ermedeyim… Dünyanın büyük acıları karşısında küçük ve baş edilebilir acılarımı hor görmedeyim…
Geldim gideceğim, kalmayacak izim… Mevzu bu kadar kısa, bu kadar derin!
Hayır, sana değil sözlerim.
Bu benim kendimle söyleşim…
Doğumun kut olsun yüreğim…