Katledilenlerin ve işkenceye uğrayanların çektikleri dolaysız acı var. Bir de onların yakınlarının çektikleri yarı imgesel acı. Hem çekilen, hem de çekilmeyen. Bu konuyu konuşurken, birinci tekil şahsa pek değinmezdi Yoshie. Başlarına gelenleri anlatamayacak olan kardeşleri, annesi ve babasından söz ederdi hep. Sanki onun için, konuşmak, ölüleri konuşturmakmış gibi. Bir de, biz diğerleri var elbette. Acı çekmeden hayatta kalanlar, sözüm ona yaşamaya devam edebilenler. İnsana bu da acı verebilir. Ölmemiş olmanın, işkence görmemiş olmanın ne anlama geldiğini hiçbir zaman çok iyi değerlendiremedim. Bizim de başımıza gelebilirdi dediğimiz şeylerin travması nelere yol açar? Görünmeyen ikincil etkiler vardır sanırım. Parçalanmış bir beden, radyoaktif maddelerin sakatladığı bir organ, sırtta bir yara izi olmayan şeyler. Yaptığımız her şeye, her susuşumuza sinmiş olan.