Hepimiz gören bir körüz. İstediğimizi görüyor, istemediğimizi görmüyoruz. Bak etrafa kapkaranlık. Eline bir mum alıp yaksan sadece önünü görebilirsin. Sen o yanan mumla uzakları aydınlatabilir misin? Görebilir misin o küçücük mumun ışığıyla uzakları? Biz aşkın ateşiyle her şeyi gördüğümüzü sanıyoruz ama aslında gördüğümüz onun aydınlatabildikleri. O ateş söndüğünde mutlulukların, ışıkların, aşkın, sevginin yalandan ibaret olduğunun farkına varıyoruz. Yanında olduğunu zannettiğinde mutlu olduğunu zannediyorsun. Halbuki dalkavuk bir aydınlıkta mutluluk oyunu oynuyordunuz.
Kırık Hayaller Müzesi… Umutsuzluklardan doğan bir karamsarlık. Aşk dediğimiz kavramın bir siyah bir de beyaz yüzü vardır. Kimine siyah yüzünü kimine ise beyaz gösterir. Hangi yüzünü seçeceğimiz ise bizim elimizde. Seçimlerimizin sonucudur yaşadıklarımız. Peki, doğumunda yani hamurunda aşk olan birisi aşktan kaçabilir mi? Dalkavuk bir aydınlıkta kurulan hayallerin nasıl kırıldığının anlatıldığı bir romandır Kırık Hayaller Müzesi…