Duran Aydın, 1970 sonlarından bugüne şiirleri ve düzyazılarıyla, yakın edebiyat tarihimizde adları unutulmayan dergilerden ve sosyal medyadan bilinen bir ad.
Şair; Türkçenin bu hiç alışkın olunmayan, farklı renklerle donatılmış tadıyla, özgün bir üslupla bezediği ilk okuyuşta hemen teslim edilecek deneme/anılarını *Kirekör -Adanalı Yazılar-*la okurun hayatına/beğenisine sunuyor. Kalemine düşen tümceleri çoğu kez yerel/bölgesel sözcükler ve Adana argosunun sosuyla da tatlandıran yazar, Türkçeden milim ödün vermediği, şiirin disiplinli kurgusuyla oluşturmuş *Kirekör - Adanalı Yazılar-*ı. Okunduğunda anlaşılacaktır ki Duran Aydın, hepimiz gibi payına düşeni yaşarken, yazarak konuşmayı seçmiş. *Sözcükçüler Ölmesin!* diyerek şaire, yazara, ressama, sinemacıya ilişkin düşüncelerini yalın, içten bir dille söylemiş. Yaşadığı kent Adana’ya yaslanarak sanata, dostluklara, anılara şair gözüyle bakmış.
*Özgürlüğün Dili Sanat*la yolculuğunda; Yılmaz Güney’den Abidin Dino’ya,Yaşar Kemal’den Osman Şahin’e, Hidayet Karakuş’tan Hüseyin Atabaş’a, Turan Altuntaş’tan M.Nuri Ayvalı ve Ahmet Fazıl Göktuğ’a varana, denemeyi anılarla harmanlamış.
Bizim adımıza da…