Birinci Dünya Savaşı’ndan önce Erzurum’da huzurlu bir hayata sahip olan henüz on yaşındaki bir kız çocuğunun savaşın yıkıcı etkileriyle farklı iklimlere savrulmasını konu alan eser, bir çocuğun milli benliğini, kimliğini koruma çabalarını ve Cumhuriyet sonrası ülkenin kadınlara sunduğu şartlar sayesinde yaşamını planlayan bir genç kızın tek başına hayata tutunma çabasını anlatıyor.
Savaşlar ölümün uşağı, geride kalan çocukların ise karabasanıdır. Her çağda bu gerçek değişmez sadece isimler değişir.
Tüm insanlık için savaşsız bir gelecek dileğiyle….