“Söylediklerimi aklına iyice sok. Bu fermanı canın pahasına koruyacaksın. Şafak söker sökmez yola çıkacaksın, istikametin payitahtımızın kırsalından geçerek, kefere diyarının girişi olan Selymbra olacak. Bu toprakları iyi biliyorsun, nerede ne olacağını iyi kestirmen lazım. Elindeki kâğıt hiç kimsenin eline geçmemeli. Payitahta yaklaşmadan eski patikalardan gideceksin; ne devletimizin neferlerine ne de melun Bizans’ın askerlerine yakalanmamalısın, bunlardan biri olursa görevin başarısız sayılır ve sonucuna katlanırsın.”
Yeniçeri ocağındaki yüzlerce devşirmeden biri olan Ahmet’in, nam-ı diğer Ratko’nun, kendisine verilen fermanı ağasının istediği kişiye götürmek için çıktığı yolculuk, Osmanlı ve Bizans’ın kaderini değiştiriyor.
Kılıç ve Onur sadece tarihe tanıklık etmekle kalmıyor; yaptığı tahlillerle, devşirme olmanın nasıl bir duygu olduğunu, neler hissettirdiğini ve psikolojik etkilerini de işleyerek belki de bu alandaki nadir örneklerden biri hâline geliyor.