Hislerini belli etme konusunda her zaman başarısız olmuş Morvan, genç ve asil bir Got savaşçıdır. Yıllarca hizmetinin bir karşılığı olarak Prens Pelagius ona yerleşebileceği bir yurtluk verir. Burada güzeller güzeli bir at hırsızı ile yolları kesişir. Önemli bir Orta Çağ kasabasının şefi olan Galo’nun kızı bu güzel at hırsızı, duygularını açığa vuramayan sert savaşçının gizli hislerini ortaya çıkarabilecek midir?.. Yoksa Morvan güçlü kişiliğinden taviz vermeden etrafına ördüğü duvarların ardında zapt edilemez bir kale gibi görünmeye devam mı edecektir?..
Kendisi de en az Lua kadar yorgundu. Kendiyle verdiği savaşyıkıcıbir acizlik hissine yol açıyordu. Yıllarca duygusuzluğunun onu koruduğuna inanmıştı. Hissetmekten, acıçekmekten acizdi, bu babasının öğretilerinden biriydi. Ve böyle olmuştu. Hayatınıdiğer insanlara bulaşmadan, hisse dair her şeyi silerek bir izleyici gibi geçirmişti. Fakat içinde bir şey, tatmin olmayıbekleyen doymak bilmez bir açlık uyanmıştı. Hep yalnızdın... Lua’nın sözleri duvara toslayan bir koç gibi aklına geldi. Elini kılıcına götürüp o tanıdık hissi aradı. Parmaklarıyla kabzasınıkavradıfakat kılıcın ağırlığıonu her zaman yaptığıgibi rahatlatmadı. Hissetme, duyguların egemen gelmesine izin verme! dedi içinden ama savunmasının yıkıldığıbarizdi ve bunun sorumlusu yanında uzanan genç kızdı.