Tükendi
Stok Alarmı1878 sonrasında Akdeniz coğrafyasında İngiltere`nin Fransa ile birlikte Tunus, Fas, Cezayir, Fas ve hatta 1912 yılında Adalar (Ege) Denizi`nde Oniki Adaların İtalya tarafından alınması da işte bu stratejiye göre şekillenmiştir. Bugün Avrupa`nın güneydeki fiziki sınırı da bu çizgidir ve doğaldır ki Türkiye de bu şekliyle tartışma götürmeyecek bir şekilde bir Avrupa ülkesidir. Meselenin hassas noktası da tam burada başlamaktadır. İngiltere`nin tahliye ettiği Karadeniz`deki stratejik güvenlik hattı bu şekilde serbest kaldığına göre Rusya tehlikesi söz konusu değil midir? Hayır, değildir. Çünkü İngiltere Balkan coğrafyasını batı Anadolu`ya kadar Yunanistan`a vadetmiştir.
15 Mayıs 1919 tarihinde Yunanistan`ın apansız Anadolu`ya girmeye çalışması işte bu yüzdendir. Karadeniz sahil hattını da Pontusçu Rumlara söz veren İngiltere`nin bu jestinin ardından Trabzon Metropoliti Hrisantos`un örneğin Paris Barış Konferansı sırasında nasıl cansiperane ve kendini paralayarak Karadeniz`in Pontus Rum Krallığı/Prensliği olması için debelendiği hatırlanmalıdır. Gelelim Ermenilere ve onlara vaat edilen topraklara. Batum`dan başlayarak Mersin`e kadar uzanan geniş bir coğrafyada ve Pontusçu Rumlara verilen toprakların bir kısmını da işgal edecek şekilde kurulacak bir Kilikya Prensliği bütün Ermenilerin aklını başından alır.