Hürmet edilen yer mânâsına gelen harem, yeryüzünde üç beldeyi ifade eder: Mekke-i Mükerreme, Medîne-i Münevvere ve Kudüs-i Şerîf. Mekke, Allah’ın haremidir ve Allah’ın koruması altındadır. Medîne, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in haremidir ve bu şerefli toprak da Allah’ın hıfz u himâyesi altındadır. Mekke ve Medîne’ye uzanan eller Allah’ın kudret eliyle kırılır. Kudüs ise ümmet-i Muhammed’in haremidir, bu emâneti korumak, ümmet-i Muhammed’in üzerine vecîbedir. Ona uzanan eller, Allah’ın kulları vâsıtasıyla kırılır.
Mi’râc-ı Nebî makamı Kudüs, Allah Teâlâ’nın nazlı bir kulu gibidir. Kendisine sahip çıkanı da, sırtını döneni de bilir, şehâdet eder. Bu mukaddes topraklara ihanet edeni unutmaz. Oraya hizmet edenler ise tarih boyunca dâima âbâd olmuşlardır.
Keşkül dergisi, Kudüs’ün şehâdetine mazhar olabilmek ümidiyle 46. sayısını ümmet-i Muhammed’in haremi olan Kudüs’e ayırdı.
Kudüs, kudsiyyet, Allah Teâlâ’nın el-Kuddûs esmâsı, Kudüslü sûfîler, Minberin ruhu: Kudüs Fâtihi Selâhaddîn Eyyûbî, Gerçeklerin hakîkat’e temas ettiği hatt-ı hudud: mukaddesat, Müslümanların ahvâli Kudüs’ün hali, Kudüs vakıfları, Kudüs’te bir vakıf zâviye: Ebû Medyen el-Ğavs Zâviyesi, Osmanlı İdâresinde Kudüs, Kudüs surresi, Klasik Edebiyatımızda Kudüs ve Kudüs konulu fezâilnâmeler, Mescid-i Aksâ ve Kubbetü’s-Sahrâ kitâbeleri derginin konu başlıklarından sadece bazıları.
Kıymetli yazıların pek çok san’at eseriyle ziynetlendirildiği Keşkül’ün 46. sayısı, Harem Kudüs ve Mukaddesat başlıkları üzerinden okuyucusunu Kudüs’e âgâh eyliyor.