Gün, dokuz çeyrekte manastırın birinci katındaki kahvaltıyla başlamıştı ama daha sonraki saatlerde edebiyatın asıl keyfiyle renklenecekti. Bu yılın konusu ve teması *hafıza ve anılar* olduğu için Danimarkalı tombalak hanım geçmiş yılların hatıralarıyla güzel bir giriş konuşması yaptı. Akşam kokteyl var demişlerdi. Türk Hocanımın da ricası, yerine göre şık giyinilmesi ve daha önceki ünlü yazarın yaptığı gibi oturumlardan kaçılmamasıydı. Hani her telden çaldığını iddia eden çevreci, gazete köşe yazarı, gezgin ve entel dantel bir İzmirli hanım vardır ya…
Bu sıradışı roman, sizi nereye götürecek, kendinizi nerede bulacaksınız?.. Sonunda keşkelerinize cevap aramaya başlayacaksınız...