Memurların sendikalaşması, devletin dışında ot bitirmemek amacıyla gerçekleştirilen 12 Eylül darbesiyle kötürümleşen Türkiye topraklarında, o günden bu yana görülen en büyük sivil hareket oldu.
Türkiye emek hareketinin tanınmış uzmanlarından Canan ve Yıldırım Koç, bu yeni çalışmalarında kamu emekçilerinin, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu`nun (KESK) kurulmasıyla doruğa ulaşan bu mücadelesinin tarihini ele alıyor.
Yaşadığımız zamanda, büyük fedakarlık, emek, akıl ve duyguyla bugünkü KESK`i oluşturan şahsiyetlerin önemli bir kısmı ya meslek dışına itildi ya da emekli oldu. `Dışarda kalan` kurucuların büyük çoğunluğu bugün de aynı dinamizmi taşıyor. Türkiye`nin emek ve halk güçleri açısından en karanlık dönemlerinden birinde, fiziksel şiddet, sürgün, hapis hatta çocuklarının açlığı ve ölüm gibi ciddi ve gerçek riskleri göğüsleyerek, içe atılarak birikmiş öfkelerinden, birbirlerine ve sınıflarına duydukları güvenden ve bu duyguların yarattığı yalın cesaretten başka dayandıkları hiçbir güç olmadan yola çıkıp yolu açan isimsiz öncülerin dinamizmi: Umut bu dinamizmdedir.