“Kızlar el ele gelmişlerdi. Her an kaçabileceklerini söyleyen gözleri fırtınalı iki kız çocuğu. İri yarı müdür, elindeki kalemi bırakmış onları izlemenin anlamına varmaya çalışan düşüncelerle bakışlarını üzerlerinden ayırmadı bir süre. Kızlar elleri birbirine kenetlenmiş, kapının eşiğinde, mumya duruşlarını bozmaya niyetsiz, gözlerini kırpmadan müdüre bakıyorlardı. Kirden iyice keçeleşmiş kumral saçları, güneşin de hışmına uğramış, uçlarına doğru ateşe verilmiş rengiyle, darmaduman kıyafetlerine uymuştu sanki. Müdür hâlâ konuşmuyor, yalnızca izliyordu. Onun da şimşekliydi bakışları. Her an çakmaya hazır bekleyen ama birazdan fena hâlde yağacağını haber veren gözleri ve sözcükleri unutmuş dili. Ne dese bilemeyenlerin çaresizliğiyle silkelendi ve eliyle gelin işareti yapabildi ancak. Çocuklar onu duymuyor, odanın içini izler gibi yapıp kaçamak bakışlarla karşılarındaki adamın hareketlerini izlemeye devam ediyorlardı. Birazdan adamın üzerlerine doğru uçacağını, saçlarından sürükleyerek kapı dışarı edileceklerini bekleyen bir hâlleri vardı.”
Neslihan K. Alpagut’un kaleminden çıkan bu eşsiz hikâyelerde günlük yaşamınızın bir köşesinde yollarınızın kesiştiği, bir mahallenin sokaklarını gezerken, yaşam öykülerini merak ettiğiniz sıradan insanların heyecanlarını, özlemlerini, mutluluklarını, hayal kırıklıklarını, aşklarını keşfedeceksiniz. Bir kokunun, bir hatıranın, bir eşyanın yarattığı etkiyle çıkılan yolculukların, insanın bütün anlam dünyasını harekete geçiren gücünü gösteren bu hikâyeleri, Alpagut’un derin duyarlılığa sahip anlatımıyla sizlere sunuyoruz.