Keremcan’ın dedesi, köydeki evinin bahçesine; domates, biber, patlıcan, soğan, sarımsak, marul gibi sebzeler yanında kavun ve karpuz gibi meyveler de dikmişti.
Her şey yolunda giderken bir gün bahçedeki domateslerde gaga izine rastladılar. Domatesler gagalandıkları yerlerden çürümeye başlamışlardı. Kuşlar; kavun ve karpuzları ise olmasına dahi fırsat bırakmadan henüz ham iken oymaya başlamışlardı.
Keremcan, dedesinin üzüntüsünü görünce onun için bir şeyler yapmaya karar verdi. Konuyu ailesine danıştı ve fikrini söyledi:
– Kuşları korkutmaya ne dersiniz?
– İyi ama nasıl, dedi annesi.
– Çok basit anneciğim, siz orasını bana bırakın!
Babası araya girerek şöyle dedi:
– Oğlum ne yapacağını söyle de bilelim! Belki bir yardımımız dokunur.
– Bostanın tam ortasına bir korkuluk yapalım.
– Bence bu iyi bir fikir! Üzerine bir de ses çıkaracak şeyler takmak lazım. Rüzgar estikçe ses yapsın ki kuşlar kaçsın.
– Tamam baba! Bu da güzel bir fikir verdi bana. Sağ olasın!
Keremcan’ın yaptığı korkuluk işe yarayacak mı? Keremcan köyde daha ne tür icatlar yapacak?