Stavros Stavrides`ten gündelik yaşamımızı çepeçevre saran kent deneyimini ve mücadelesini yeniden düşünmek için ufuk açıcı bir çalışma: Kentsel Heterotopya.
Metropolün yapılanışındaki güncel etkenlerden istisna durumlarına, Walter Benjamin`in flanöründen çeşitli kent metaforlarına, ötekiyle kurulan ilişkilerdeki teatrallikten Foucault`nun iktidar çözümlemelerinin mekânsal boyutlarına uzanan Stavrides, yalnızca teorik incelemelerle de yetinmiyor. Kentte başka mekânsal imkânların boy verdiği heterotopya deneyimleri bağlamında Zapatistalar ve Atina`daki Aralık ayaklanması gibi güncel politik konulara dair de müdahalelerde bulunuyor. Kitabın Türkçe edisyonu için kaleme aldığı son sözde Stavrides`in Gezi Parkı direnişi bağlamında sorduğu soru üzerinde düşünmenin,günümüzdeki boğucu kapitalist kent deneyiminin alternatiflerini tahayyül etmek açısından önemli olduğunu düşünüyoruz:
"Acaba eşikler kenti, geleceği kolektif olarak yaratma sürecindeki farklı ama açık kimlikler arasında yürütülen müzakerelere dayalı bir özgürleşme projesinin mekânsal karşılığı haline gelebilir mi?"