Kentler durağan yapıya sahip oluşumlar olmanın aksine kendi iç dinamikleriyle ve çevresel etkilerle değişen, zaman içinde farklı görünümlere ve işlevlere bürünen yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Hızlı sanayileşme, yaygın eğitim oranının artışı, küreselleşmenin etkileri, ulaşım ve iletişim alanındaki gelişmeler, köyden kente göç gibi unsurlar kent yapısına ve kent yaşamına etki eden süreçler olarak görülmektedir.
Kentleşme, kentlileşme ve kentlilik bilinci kavramlarından bahsedebilmek için kentin kırsal yerleşimlerden belirgin bir şekilde ayrı olduğu konusunda bir önkabulun olması gerekmektedir. Sanayi devrimi öncesi toplumlarda tarıma, hayvancalığa ve el işlemeciliğine dayalı ekonomik yapısıyla kentler, günümüzde taşıdığı anlamlardan farklı bir şekilde kırsal yaşamın hakim olduğu yerleşimlerdi. Bu sebepten dolayı sanayi devrimi öncesi dönem, kent pazarlaması ve kentlilik bilinci kavramlarının her ikisini de kapsayacak niteliklerden ve anlamlardan uzak bir yapı göstermektedir.