İnsanın varlığını anlamlı hâle getiren olgulardan biri mekân ve insanın mekânla olan etkileşimidir. Bachelard’ın deyişiyle çiçek nasıl her zaman çekirdeğinin içinde gizli ise, insan da mekânın içinde gizlidir ve onu çözebilmek için mekânı da çözümlemek gerekecektir. Modern insan için yüklendiği yeni anlamlar sayesinde, mekânın romandaki görünümleri de değişmiştir.
Modern romanda mekân klasik romanda olduğu gibi dekoratif bir ayrıntı değil, insanın gittikçe daha karmaşık hâle gelen varlığının ayrılmaz bir parçasıdır. Modern romanın başta gelen mekânlarından biri olan kent söz konusu olduğunda, romancıların kentleri birer fotoğrafçı titizliğiyle gözlemlediğini ve kentlerin yansıtılmasında çok önemli bir işlev yüklendiğini görürüz. Kent İnsan Roman’da, 1980’den 2010 yılına kadar geçen zaman aralığında yazılmış Türk romanlarında kentleşmenin görünümleri ortaya konmuş ve kentleşme olgusu çeşitli açılardan incelenmiştir.
İnsanı kent içinde, kenti de romanın kurgusal dünyasında anlamlandırma gayreti içindeki yazılardan oluşan bu eser, yakın dönem Türk romancısının kentleşme olgusuna yaklaşımını göstermesi bakımından da değerli okumalar sunmaktadır.