Hipnoz ve değişim, dönüşüm. Dışarıdan birisi olarak bu kavrama baktığımızda kulağa hiç de akıllıca gelmiyor değil mi? Yani gözleri kapalı ve neredeyse hiç bilinci olmayan bir insan söz konusu karşımızda. Ya da dışarıdan öyle gözüküyor ne dersiniz?
Bu kitabı yazarken amacım sadece derinlerde var olan inançlarımızı değiştirmek değil, sözlerin gücünü kullanarak dönüşüm başlatmaktı. Çünkü şu anda size ayak bağı olan o inançlarınız, zamanında başkalarının size dikte ettiği sözleriydi. Ben de şunu merak ediyorum: "Neden kontrolü ele almayasınız ki?" Birçoğu ne yazık ki tüm bunları saçmalık olarak görüyor. Oysa bilinç dışı ve bilinç bir at arabasıdır. Siz bilinçli bir şekilde şoför koltuğuna oturup da ata gideceği yeri göstermezseniz rüzgâr estiğinde oradan oraya savrulan yaprak misali bilinçsiz bir şekilde yaşamınızı sürdürür gidersiniz. Şoför koltuğuna ebeveyni, patronu, gelenekleri, ideolojileri, reklamları koymak da bir seçim hatta oldukça kolay bir seçim. Çünkü sorumluluk almak zorunda olmadığınız bir seçim. Koltuğa oturttuğunuz kişiler ya da şeyler sizi yönlendiriyor ve nereye git diyorlarsa oraya yöneliyorsunuz. Yalnız; belirtmekte fayda var burada siz şoför değil, at oluyorsunuz. Sanıyorum şimdi şoför koltuğuna oturma zamanı geldi, ne dersiniz?