Kenardakiler, çoğunlukla toplumun kıyısında, köşesinde kalanları ve orada tutunmaya çalışanları tanımlayan bir kavram. Mekânsal sınırların ötesinde; sınıfsal, etnik ve kültürel birtakım toplumsal sınırların ve bireyler arası sosyal mesafelerin eşiğinde yaşayanları işaret etmekte. Kendine has normları ve değer sistemleriyle altkültür oluşturan gruplardan tutalımda genel toplumsal kuralları ihlaleden bireysel farklılaşmalara kadar uzanan geniş bir toplumsal çevredir kenardakiler. Kimilerine göre “kenardakiler”, dışlanmışlıklarından ötürü kentte tutunamayanlardır ve bundan dolayı da mağdur ve mazlumdurlar. Kimilerine göreyse suç pratikleriyle meşhur kriminalleşmiş marjinal çevrelerdir. Böylesi öznel değerlendirmelerden kendini uzak tutmaya çalışan bu eser, kenardakilerin sapma ve suç pratiklerini anlamaya yoğunlaşıyor. Kenardakiler, etnografik alan araştırmalarından haber analizlerine, dizi ve roman incelemelerine açılan geniş bir yelpazede sapmaya ve suça dair sosyolojik çözümlemeleri kapsıyor. Kenarda varolmanın, kenarda yaşama biçimlerinin suç ve sapmayla olan bağlantısını teoriile pratiğin bütünsel kavrayışı içerisinde ele alan Kenardakiler, sapma hallerinin farklı boyutlardaki temsillerine odaklanarak bu alandaki yazına katkılar sunmayı amaçlıyor.