Tükendi
Stok AlarmıTürk Müzik Kültürü tarihimiz köklü geçmişi, zengin birikimiyle dünya müzik kültürleri arasında özgün bir yere sahiptir. Bu kültürün sahipleri-yaratıcıları sözlü-sözsüz, yazılı-yazısız tüm kültürel miraslarını müzik alanında da çeşitli şekillerde aktararak sürdürülebilirliğini sağlamış, bu süreçte var olduğu günden bugüne değin yolculuğu yeni coğrafyalar üzerinde devam ederek değişimini-gelişimini devam ettirmiştir. Bir aktarım biçimi olarak müzik; çalgısal, vokal ve hem çalgısal hem vokal olmak üzere üç ana biçimde aktarım gerçekleştirmiş, dünyanın hemen hemen tüm müzik kültürleri ve türleri arasında olduğu gibi Türk Müziğinde de önemli bir yeri olan “Keman” çalgısının bu aktarımda önemli bir yeri olmuştur.
Yayla çalınan, “sürtmeli” çalgılar farklı tür ve yapılarda Türk Müziği içerisinde kullanılmıştır. Evrensel olarak tüm dünyanın kullandığı bugünkü keman ise Türk Müziği’nde son 3-4 asırdır (bilinen bazı kayıtlara göre) yerini almış ve gerek kırsalda gerekse de kentlerde yaşayan toplumun tüm kesimleri tarafından sevilen ve müziklerini icra edebilecekleri bir çalgı aleti olarak benimsenmiştir. Yaylı çalgılar ailesinin en küçük üyesi olan bu çalgı; taşınabilir olması, tuşe yapısı gereği perdesiz olması ve ses üretimini yayla gerçekleştirebilmesi gibi özellikleri bakımından kemanın, geniş coğrafyalarda varlığını sürdürebilmesini sağlamaktadır. Kemanın perdesiz bir çalgı olması, makamsal, tonal, atonal, mikrotonal, modal vb. evrensel, geleneksel-etnik müziklerin ses sistemlerine adaptasyonunu sağlamakta, yay ile ses üretimini yapması da üretilen sesin şiddeti, süresi, ifadesi gibi açılardan çalıcılara olabildiğince teknik ve müzikal ifade özgürlüğü tanımaktadır.
Batı kökenli keman eğitimi metotlarında ve keman eserlerinde kemanın müzikal, teknik gelişimine ve kullanımına yönelik yazılı kaynaklar yüzyıllardır üretilmektedir. Bu da kemana metodolojik ve sistemli bir çalgı olma niteliğini kazandırmıştır. Teknik ve müzikal olarak yapılabilecek tüm müziksel ifade biçimleri keman müziği açısından sadece uygulamada kalmayarak uygulanan teknik ve müzikal ifade biçimleri teorik olarak da her anlamda keman müziği açısından yazılı bir şekilde ifade edilebilir olmaktadır.
İşte tam da bu düşünceden yola çıkarak Klasik Türk Müziği eserlerinin kemanda doğru tekniklerle seslendirilmesi ve sanatsal bir yorum değeri kazandırılması açısından evrensel müzik sanatının müzikal ifade biçimleri ve keman teknikleri kullanılarak keman için uyarlamalar yapılıp ve yapılan uyarlamaların yazıya dökülmesi gerekliliği bu kitabı hazırlamada tetikleyici ve nedensel bir başlangıç düşüncesi oluşturmuştur. Gerek eğitim ortamlarında, gerek farklı performans-icra ortamlarında sergilenecek “Klasik Türk Müziği” eserlerinin her çalgı için o çalgının gerektirdiği müzikal-teknik olanaklar doğrultusunda -bilinçli bir şekilde- yazıya dökülerek “Klasik Türk Müziği” çalgı repertuvarının evrensel-sanatsal-akademik müzik literatürüne kazandırılması gerekmektedir. Özengen (amatör) veya mesleki anlamda müzikle uğraşan ve müzik eğitiminin önemli bir alt dalı olan çalgı eğitiminin bir kolu olan keman eğitimi de hangi kurumda verilirse verilsin (güzel sanatlar liseleri, güzel sanatlar fakülteleri müzik bölümleri, konservatuvarlar, eğitim fakültelerinin müzik öğretmenliği anabilim dalları) icracılar-eğitimciler-öğrenciler için seslendirilecek materyal de (nota) “keman için” yazılmış niteliğine sahip olacak teknik-müzikal özelliklere sahip olmalıdır.
Kitapta yer alan eserler Klasik Türk Müziği’nin çalgısal formlarından olan “Saz Semaisi”, “Peşrev”, “Longa”, “Medhal”, “Mandıra”, “Sirto”, “Oyun Havası”, “Zeybek” ve diğer saz eseri türlerinden tampere sisteme olabildiğince uygun olacak eser örneklerinden seçilmiştir. Eserler yazılırken müzikalitenin ve keman tekniğinin gerektirdiği estetik unsurlar dikkate alınarak buna göre gerekli işaretlendirmeler yapılmış ve öğrencilerin-çalıcıların teknik-müzikal gelişimlerine katkı sağlama kaygısı gözetilmiştir. Ayrıca kitap içerisinde eserler, müzikal unsurlar ve keman tekniklerine ilişkin bilgilendirme metinleri de verilmiştir. Bu bilgilerin çalma/çalışma becerilerindeki bilişsel boyuta katkı sağlayarak eserlerin müzikal-teknik yorumlama gücündeki farkındalığı artıracağı düşüncesiyle kitapta yer almaktadır.