“Hissedebiliyor musun?”
Annesinin o her zamanki yumuşacık sesiydi bu_ ve bir sırrı açıklar gibi fısıldıyordu.
“Hissedebiliyor musun?”
“Hayır anne.”
“Yavaşça avuçlarını kapat. _Çok narin, kırılgan bir nesne tutar gibi… Çok yavaş…”
“A evet, evet anne! Elime bir şeyler değiyor.”
“İşte eline değenler, kelebeğin kanatları.”
‘Sevgi’yi görebilmek ister misiniz?
Peki ya ‘sevgi’ye dokunabilmek!..
Gelin, avuçlarımıza rengârenk bir kelebek konduralım.
Kelebek Kalbi’yle bir sevgi yolculuğuna çıkalım._Minik kalpleri ise hiç küçümsemeyelim.
Çünkü ‘Sevgi’, minik kalplerde daha büyüktür.