Hak, hayatın devamını ve anlamını desteklemede; bireysel erdemlerin ve toplumsal huzurun inşa edilmesinde, ortalama insan seviyesinin yükseltilmesinde, refahın sağlanmasında gerekli olan bilime, tekniğe ve toplumsal ilişkilerdeki ilerlemeye imkân sağlayan önemli bir varlık, bilgi, değer ve estetik ilkesidir. Hak, varlık ilkesi olarak gerçekliğe, bilgi ilkesi olarak doğruluğa, değer ilkesi olarak adalete, estetik ilkesi olarak güzelliğe delâlet etmektedir. Hak kavramının delâlet ettiği bu manalar, onun dinî ve felsefi anlam biçimlerini belirlemiştir.
Hak, Allah’ın bilinmesi ve yaratılanların bu bilimle değerlendirilmesi bakımından aynı zamanda İslâm metafiziğinin temel kavramlarından biridir. Bu öneminden hareketle yapılmış çalışmamızda, Kelâm ilminin kaynakları esas tutularak "Hak Metafiziği" bağlamında ilk ve nihaî hakikat olan Allah’ın varlığı ve alemle ilişkisinin mahiyeti araştırılmıştır. Bu kapsamda ilk olarak, "Hak İlkesi" başlığı altında, varlık olmak bakımından Allah’ı bilmenin imkânı ele alınmış, Hak metafiziğinin anti-septik, anti-agnostik ve anti-ateist boyutu temellendirilmiştir. Devamında "Tenzîh İlkesi" başlığı altında Allah ve alem ilişkisi incelenmiş; İslâm inanç esaslarının anti-politeist, anti-panteist ve anti-deist boyutu temellendirilmiştir.