Siyah beyaz, gözleri çakmak çakmak bir kedi… Henüz motoru soğumamış bir otomobilin altına uzanmış, yalanıp duruyor. Beli ki bir şeyler yemiş. Araba üstünden geçse umurunda olmayacak. Vücuduna karşı adil davranıyor, arada bir dönerek gövdesinin her iki yanının eşit ısınmasını sağlıyor. Para pul sıkıntısı çekmediği her halinden belli. Ev kirası yok, kredi kartı borcu yok. Toplum içinde yer edinmek için rol oynamasına gerek yok. Eşinin dırdırı yok. Dünya umurunda değil! Saçları da dökülmüyor.
Ben hiç kel bir kedi görmedim mesela. Ne vardı bu kedideki keyif bende olsaydı… Ya da ben o kedinin yerinde olsaydım… Onun gibi karnı tok, sırtım pek olsa, ondan daha iyi yalanmazsam ne olayım! İçimden ‘Bu kedinin yerinde olsaydım,’ diye geçiriyordum ki kendimi spor bir arabanın altında, onun yerinde buldum.