Her kuşağın kendisiyle birlikte büyüyen aşkları, sevinçleri, hüzünleri, isyanları vardır. Kimi kuşak canlı, dinamik, rengarenk desenler oluştururken dokudukları yaşam kilimine, kimisi de soluk, renksiz ve cılız portreler iliştirir hayat ilmiğine. Benim kuşağım ise kendisine açılan beyaz tuvale henüz bir fırça atmadan kayıplara karıştı. Ne rengarenk desenler oluşturabildi, ne de benzi soluk portreler. Bir dönemin ruhunu kayıt altına almak ve tecrübelerini gelecek kuşaklara taşımak adına kaleme alınan Kayıp Kuşağa Mektup adlı bu çalışmanın okuyucusunu bulması temennisiyle... İyi okumalar...