Tükendi
Stok AlarmıBisikletler Kayıp!
Hangi canavar ruhlu bunu bize yapmış olabilirdi. Herkesin dili el ele vermiş “Bisikletler kayıp!” diyordu. Sanki uzaydan inen bir araç, mahallemizdeki tüm bisikletleri alıp götürmüştü. Ya da yer yarılmış kocaman oyuklar ortaya çıkmış da tüm bisikletler oraya düşmüştü. Belki de bisikletlerimiz gizli kanatlarını açıp uçup gitmişlerdi. Göç etmiş de olabilirlerdi. Ama bizleri bu kadar mutsuz bırakıp gitmiş de olamazlardı. Bu işin içinde bir iş vardı. Şimdi bu işleri karıştıran parmağı bulmalıydık.
Ben mahallenin meydanına doğru ilerlerken, her sokaktan çocuklar geliyordu. On, yirmi, otuz... Soluk suratlar, kırgın kalpler… Üzgünlüğün sesi soluklarından anlaşılıyordu.
Huhhh hahhh, huhhh ıhhhh!
Evet, evet adeta sokaklar arası çocuk toplantısı gibi tüm çocuk temsilciler toplanıyordu. Brezilyalı Futbolikler, Eskimolar, Bobililer, Kutup Yıldızları, Karaçamurlular, Ofrikalılar ve Soluk Denizliler… Her milletten çocuk var gibiydi. Her birimizin derdi belliydi. Canımız gibi sevdiğimiz, çocukluğumuzun olmazsa olmazı bisikletlerimiz kaybolmuştu. Bisikletlerimizi kimin ya da kimlerin aldığına dair herkesin bir fikri oluşmuştu. Akıl yürütüyorduk ama hiçbirimiz gerçeği bilmiyorduk. Uyduruktan fikirler havuzundan seçmece yapıyorduk.