Bir gecede, tek bir anda gözlerine tutulup, tenine yanıp, kalbini aşka mühürleyip aşk diye cehennem ateşinin içine işlediği ve yıllarca peşine düşüp aşkın; yıllarca Kerem’i arayan Aslı’dır Aşk.
Ah, aşk! Bir hasret, bir vuslat, bir bekleyiş, bir kadın, bir erkek, bir rüzgâr, bir ay ya da güneş, bir masaldır bazen…
Sadece onu aramak yabancı yüzlerde, yıllarca son nefesine taşımaktır aciz yüreğinde ve nadide teninde… Üstelik de o bilmeden, başka aşk bilmeden aşk dolu yüreğinde…
Deli divane sadece onu içine alıp taşımaktır aşk her yere, cennette kavuşmayı dilemektir dualarında.
Ruhunu en derinlerde aramak, kendi kalbini bulmak karşı cinsin de, bedenini mühürlerken sevdiğinde ve sevdiğinin teninde kendini unutmaktır aşk.
Aramak, yıllarca aramak gerekse de yine de yılmadan, hiç pes etmeden en doyumsuz aşkı bulmaya çalışmaktır işte, işte; *Kayıp Aşk Tutkusu* aşkın en özel en nadide tek kokusu…
Her Gün Senle Ayrı Güzel
Bir güneş olsun yüzümde,
Bir tebessüm kenarında dudağımın…
En güzel umutlar yüreğimde,
Sarsın sümbül kokuları…
En derinden,
Seni de beni de,
En güzel günde…
Her gün ayrı,
Her gün özel,
Sen varsan en güzel…
Hayat olsun dudakların,
Ben öperken seni,
Duysun kalbimi dudakların.