"Uçurtma dermiş ki: “Ah! İpim olmasaydı!” Kant`ın güvercini daha ileri gitmiş, “Bir de şu hava olmasaydı!..” demiş. Her ikisi de kendilerini gökyüzüne yükselten şeyin bu iple hava olduğunu unutmuşlar..."
Kalemini balıkçı kahvehanelerinden Adalar’a, İstanbul`un arka sokaklarından deniz kenarlarına uzanan hikâyelerde gezdirir Sait Faik. “Yazmasam deli olacaktım” der, yazmaz, âdeta yaşar. Sıradan sesleri ahenkli ezgilere dönüştürür metinlerinde; kaleminin kapısı daima insana ve doğaya açılır.
1970`lerde "Sait Faik Külliyatı"nı yayımlamaya başlayarak geniş kitlelere ulaşmasına aracılık etmekten gurur duyduğumuz Sait Faik`in eserlerini orijinal metne sadık kalarak yeniden sunuyoruz.