“Zilan Vadisi’nin kanlı topraklarında filizlenen bir yaşam öyküsü…”
Seyran, acının ve umudun harman olduğu bir dünyanın başkahramanı. İnsanlığın en karanlık yüzüyle yüzleşirken, içindeki annelik güdüsü ve hayatta kalma arzusu, onu tarih yazan bir kadın yapıyor. Bu hikâye, kaybedilenlerin ardından nasıl ayağa kalkılacağını, geçmişin gölgelerinde nasıl ışık aranacağını anlatıyor.
Kan kırmızısına boyanmış bir dere, umudu fısıldayan bir bebek çığlığı ve tarihin en derin sessizliği… Seyran, kaybettikleriyle değil, bulduklarıyla yaşayanların hikâyesini yazıyor.
Bu roman, insan olmanın en derin anlamını sorgulayan bir yolculuk. Zilan Vadisi’nin sularında yankılanan bu ses, sizin de yüreğinize dokunacak.