Müslümanlar için önemli mesajları bünyesinde barındıran Uhud Savaşı, Mekkeli müşriklerin Bedir Meydan Muharebesi’nin intikamını almak için giriştikleri bir savaştır. Hz. Peygamber Müslümanlarla yaptığı istişarede

kendisi taraf olmadığı halde, istişarenin kararına uyarak meydan muharebesine çıkmıştır. Alınması gereken bütün tedbirleri en ince noktasına kadar alan Hz. Peygamber, Ayneyn tepesine yerleştirdiği elli okçuyu, kendisinden talimat gelmedikçe asla tepeyi terketmemeleri konusunda tembihlemiştir. Kısa sürede mücahitlerin karşısında dağılan ve canlarını kurtarma telaşına düşen müşrikler savaş meydanından kaçmaya başladılar. Düşmanın bu kaçışını izleyen okçuların Hz. Peygamber’in emrine rağmen tepeyi terk ederek ganimet toplamak için ayrılmaları ile zafere giden süreç bir anda kayba dönüştürmüştür. Müslümanlar için kaybedilmiş bir zafer olan Uhud, tarihte yaşanmış ve orada kalmış bir olay değildir. Bilakis Kur’an’ın yüzlerce ayetine konu olan, müşrikler için intikam,

Müslümanlar için ise bir nefsi müdafa olan bu savaş, her yönüyle bugün de Müslümanlar için ibretlerle dolu, yoğunlaştırılmış bir eğitim modeli,bir felsefi bakış ve kıyamete kadar canlı kalacak bir örnektir. Zaferin hiç

kimse için garantilenmediği, ancak savaşın gerekliklerini yerine getirmekle beraber; zaferin sabır ve sebat ile Allah’tan yardım dilemeye bağlı olduğu gerçeği kısacası her yönüyle Uhud Savaşı nedir? sorusunun

cevabı işte elinizdeki şu iki kapak arasındadır.