Tanrı, cenneti de cehennemi de insanların ayakları dibine sermiş; *Özgür iradenle hadi yap seçimini, sana bu hakkı tanıyorum; ister cennet yap dünyanı, ister cehennem.* demişti. Sevgiydi cennetin anahtarı. Onsuz güzelliklerin de mutlulukların da kapıları hep kilitliydi. Sevmesini de sevilmesini de iyi bilmeliydi insan. Yoksa neye yarardı adına yaşam dedikleri bu sıkıntılı koşuşturmaca. Sevmesini bileceksin ki sevilebilesin. Şöyle için kaynaya kaynaya sarılacaksın tüm sevdiklerine. Bırakmayacaksın ellerini. Hep yanında yörende tutacaksın ki, mutlulukların sıcaklığı üzerinden hiç eksilmeye. Tatsız tuzsuz donmuş, buz gibi bir yaşamla hangi cennetin kapısı açılabilir ki?