“Onlar tarihti diye söylendim biz karşı tarih, kasaba tarihti ben ve kurtlar karşı tarih; biri bir çocuğu ölüme gönderiyor, diğerleri ölüme gönderilen çocuğun kıyısından geçiyordu. Benim yeniden yürümeyi seçmem, ansızın kalkıp bir savunmaya yeltenmem, kasabalılara değil, kurtlara ve öbür yabani hayvanlara şükran borcumu ödemekten başka bir anlam taşımıyor. Savunma bütünüyle bu minval üzerinde yapılacak ve bittiğinde kasaba kendisinde savunulacak en küçük bir irfan kırıntısı bile olmadığını anlayacak.”
Ali Ayçil, "tarih"e değil de "karşı tarih"e inanan minör bir kahramanın hikâyesini anlatıyor. Karşı Roman, hem içeriğiyle hem de anlatım biçimiyle kalıpları yıkan, ezberlerin dışına çıkan ama aynı zamanda, aşkın ve sevginin sağaltıcı gücünü yeniden hatırlatan usta işi bir roman…