*Benim yanıma geldiysen, emniyettesin. Benim ocağımdan kimseye zarar gelmez. Başka kim gelmiş, biliyor musun buraya? Mustafa Kemal. Onun yattığı odaya bu güne kadar kimseyi sokmadım. Sizin tarafta onun bir dostu vardı. Abbasgulu Bey. Onun evine Mustafa Kemal’i götürmüştüm. Evi de Büyük Vedi’de çayın önündeydi. Gece gelip gece döndüm. Köyü iyi göremedim. Abbasgulu Bey nasıl?*
Kerbelayı pirelendi. Artık bundan sonra, hayatının geçen safhasını unutması gerekiyordu. Geçmişinden hiç söz açmamalı, kendisiyle gelenlere de bunu sıkı sıkıya tembih etmeliydi:
*Abbasgulu Bey iyi adamdır. Onunla Mustafa Kemal, nereden dost oluyorlar?*
*Çok sağlam biriydi. Mustafa Kemal ona defalarca, gel bizim tarafa geç, sana orduda görev vereyim, demiş, o kabul etmemişti. `El ile gelen kara gün, düğün dernektir.’ diyordu. Açık sözlü, güler yüzlüydü. Aklından geçenleri sakınmadan söylerdi. Mustafa Kemal onun bu yönünü beğeniyordu. Bana: Abbasgulu Bey akıllı insandır. Lenin gibi birisiyle işbirliği yapmakla akıllı ve doğru davranış sergilemiş. Aras’ın bu tarafında olsa başka, ancak öbür tarafta olduğu için doğru olanı yapıyor. inançlı, ideal sahibi bir insandır."
Bolşevik devriminin hayata geçirilmesinde yaşanan ve devrimin en sancılı dönemi olan 1930`lu yıllar, yazar tarafından realist bir üslupla kaleme alınmıştır.