Tükendi
Stok AlarmıDin bilimleri içerisinde ayrıcalıklı yerini koruyan din sosyolojisi gerek tarihsel süreç gerekse bugünü anlamada anahtar bir rol oynamaya devam etmektedir. Batı orijinli olan din sosyolojisi bilim dalında bu zamana kadar yapılan çalışmalarda ister istemez dinin batılı tanım ve içerikleri ile Batı’ya dair toplumsalın bilgisi belirleyici olmuştur. Bu durum özellikle Batı-dışı toplumların hem kendi tarihsel ve çağdaş toplumsal konumlarını okuması hem de kendi toplumsallık bilgilerinin üretilmesinde önemli oranda handikapa sebep olmuştur. Hâlbuki toplumları birbirinden ayırt edici bir öge olarak kültürellikten beslenen ve üretilen sosyolojinin bilgisinin de bu farklılıkları göz önüne alması gerekmektedir. Nitekim Osmanlı’nın son döneminde bu durumun farkındalığıyla Sait Halim Paşa sosyolojinin zooloji olmadığından bahsetmiştir.
Bu bağlamda müslüman toplumların kendi tarihsel süreçleri ve çağdaş problemlerini batılı hazır kalıp teorilerle değil, kendi üretecekleri teoriler ile okumaları bir zorunluluktur. Ancak böyle bir tavır geleceğe doğru müslüman toplumların kendilerini çağdaş bir şekilde inşa etmelerini sağlayacaktır. Dolayısıyla müslüman ilim adamı ve sosyologların tefsirden kelama, fıkıhtan İslam tarihine kadar kendi müktesebatlarını ciddi olarak okuma ve analiz etme zaruretleri bulunmaktadır.
Elinizdeki eser bu zihni arkaplanla hazırlanmış bir doktora tez çalışmasıdır ve Hz. Osman (RA) döneminde gelişen sosyal olayları din sosyolojisinin perspektifinden analiz etmeye çalışmaktadır. Bilindiği üzere Hz. Osman dönemi ilk iki halifeden sonra fetihlerin doruk noktasına ulaştığı ekonomik, siyasal, sosyal değişimlerle birlikte gerilimlerin de arttığı ve kendisinden sonra bugüne kadar İslam dünyasına teorik ve pratik birçok bakiye bırakan ciddi bir zaman dilimidir. Bu çalışma din sosyolojisi alanında yapılan ilk tez çalışması hüviyetini taşımaktadır.