"Fizik Profesörü Bay Gediz Akdeniz bir sabah kalktığında kendini karaya vurmuş bir `kefal`e dönüşmüş olarak buldu. Ve kendi konumu üzerinde uzun uzun düşündü, önce `emergence!` dedi, fizikçilikten kalma bir alışkanlıkla. Sonra Türkçesini düşündü; `doğuş`, `oluş`; olmuyor, tam karşılamıyordu. Sözlükte Arapça bir kelimeyle karşılaştı; `zuhur`. Sevdi bu sözcüğü, tekrarladı: Zuhur. Geçmiş yaşantılarından bugüne olan yolculuğunu mükemmel ifade ediyordu."
-Tayfun Gönül
Bu roman için şizofrenik bir teorik fizikçinin "karmaşık ütopya" arayışı denebilir, Beykoz koyundan Karaburun kıyılarına kadar İstanbul İnsanı`nın kara ketaline, kara ketalinin İstanbul İnsanı`na anlattığı masalların karmaşık bütünüdür. İstanbul`un düzensiz simülasyonlarının zuhurlarını fark edebilmek umuduyla kaleme alınmıştır.