Şu içinde yaşadığımız toplumdaki; kurnazlıkları, fedakârlıkları, belalı kişileri,duygululukları, insafsızlıkları, tuzakçılıkları, ulu kentlerdeki dört başı mamur puştlukları, virane mekânlardaki hazinlikleri sadece bizler değil; 73 yıldır dünyamıza gönül gözüyle bakan Celil Urhan da görmüş... Bu gördüklerini de; öyküleştirerek satır satır önümüze koyunca karşımıza Kara Kan Düştü kitabı çıkıveriyor.
Kara Kan Düştü’de Celil Urhan bize ayrıca; Tıknaz Ali’yi, Belalı Seydo’yu, Kalaycı Sadi’yi, Selamsız Kel Hacı’yı ince ince anlatırken, kendi öznel dünyasının sorunlarına da sırt çevirmiyor. Öyle ki;
seslerle yaşayıp seslerle düşünen’i, Duygu Hanım’ın görme engelli kadınlara, kızlara duyguselinin akışını, çocukluğundan beri karanlık dünyasını aydınlatma uğraşı veren’in aydınlık dünyalı bir soysuz tarafından dolandırılmasını, Ayşegül Hanım’la Teoman Bey’in Cemillerinin sekizinci sınıfta görme yetisini kaybedişini vb’yi sergileyen satırları okurken insanın içi sızlıyor.
Okuyun Celil Urhan’ın Kara Kan Düştü’sünü bildiğiniz ya da anladığınızı sandığınız dünyanın hallerine şaşa kalın!..