Kaplanın Karısı, savaşın paramparça ettiği Balkanlar`dan yükselen seslerle genişleyen, çarpıcı, sarsıcı ve biraz da efsunlu bir roman. Genç bir doktor olan Natalia, çok sevdiği büyükbabasının ücra bir köyde ölümü ardından onun eşyalarını almak için yola çıkar. Eşyaları bulsa da, inanışa göre ölümün ardından kırk gün geçmeden onlara dokunulmaması gerekmektedir. Ölümsüzlükle cezalandırılmış ölmez adamın, bombardıman sırasında şehrin hayvanat bahçesinden kaçıp ücra bir Balkan köyünün sırtlarına sığınan bir Sibirya kaplanının, kendi öyküsünü dillendiremeyen sağır ve dilsiz bir kadının ve büyükbabasının öyküleri eşliğinde Natalia, sadece büyükbabasının ölümü ardındaki gizemi aydınlatmakla kalmayacak, söylenceler, hurafeler ve hayal kırıklıklarıyla örülü yolculuğunda kuşaklar boyu süregiden savaşlara ve acılara da ışık tutacaktır.
Eski Yugoslavya`da 1985 yılında dünyaya gelen, savaş sırasında bir süre Mısır ve Kıbrıs`ta yaşadıktan sonra ABD`ye göç eden Téa Obreht, çağdaş edebiyatın en iddialı seslerinden biri sayılıyor. Genç bir doktorun, savaşın paramparça ettiği bir coğrafyada, söylencelerin ve ölümün gölgesinde, kimlik, aidiyet ve geçmişi sorgulayarak yaptığı yolculuğu konu alan Kaplanın Karısı, edebiyatta benzersiz ve heyecan verici bir soluğu müjdeliyor.
"Tekrar tekrar okumak isteyeceksiniz."
- The Independent