Endüstriyel toplumun oluşturduğu ‘insan’ yığınları içinde, her sınıftan kişiliklerin iç içe geçmiş ‘denetleyemedikleri’ yaşamlarından çok uzak bir dünyada *öz varlıklarını* sorgulayan ‘’beş insanın’’ yine endüstriyel bir topluma göndermek üzere hazırladıkları küçük bir çocuğun üzerinden, *olması gereken endüstriyel toplumun’’ parodisini yapmaktadırlar.
Ancak bunun gerçekleşmesi mümkün müdür? Bu soru havada kalır, cevaplanamaz. Ayrıca *var olma* nedenlerini sorgulamaya başlamış kimselerin, aydınlanma ile yerinde sayma arasındaki bunalımını, *aydınlanma* çizgisine taşımayı amaçlayan bu evrensel yapıtta; *yüzeysel gelişen felsefi diyalogların ardındaki ‘şiirsel derinlik`, okuyucuları roman kişileriyle değil, eserin bütünüyle özdeşleştirmesi yoluna gidiyor...*